2 hafta önce cuma akşamı bizde "bye-bye Aslan" yemeğine -inanılmaz bir şekilde- gelicem diyen herkes tam zamanında geldi.. herkes yorgun argın işten çıkmış
(ben hala "aman abi finallerim var.. üni. ne zor şey...") açlıktan bayılmak üzere... saat tam 20:00'da annemin ünlü salamlı tartına
(evet salam + tart), böreklerine, salatalarına saldırıldı... 20:13 tabaklar tepsiler boş.. sonra Nur'un doğumgünü için tiramisu geldi masaya
(alınmadı pasta ne bileyim), bütün
(tiramisu) tozu sevgilisinin üzerine gidecek şekilde mum üflendi, fotoğraflar çekildi falan... hangimiz sokakları izlemeyi seviyor da karşı kaldırımdaki hoş görünümlü bayanın aslında bir "hayat kadını" olduğunu farketti bilemiyorum ama yarım saat kadar "müşteri"ye yaklaşma oyunlarını izleyerek geçirdik... 23:00 civarı "ben kaçıyorum.. a ben de.. a ben de kaçayım" tripleri başladı "çalışan kesim"in... kapı önünde objektiflere takılan bazı görüntüleri paylaşmak istedim... sevgili undone bundan ne kadar hoşlanır bilemiyorum ama...
undone önce yapmak üzere olduğu muzurluğu farkına vardığımı sanar.. şöyle;
"eyvah gördü galiba!"
evet önünde duran sevgilisidir.. kırmızılı sarışınımız değil.. yerdeki.. kafası görünmeyen... tabii ki haberim yoktur, cenabet diilimdir, görmemişimdir bile ama undone tedirgin olmuştur bi kere.. hatta şu karede kenarda görülmekte;
"lanet olsun ya.. görmedi.. görmedi beni.. görünmezim ben.. bakmabakmabakma.!"
tekrardan kendisine doğru patlamaya başlayan flaşlar karşısında artık son çırpınışlarını sergiler.. ne yapsa ne etse? sert çıkışırsa kaçarım belki..;
"n'oldu koççum, neye bakmıştın?"
yemem... sırıtmamaya özen göstererek "yok bir şey" anlamında kafamı iki yana salladım ama undone farkına varmış, durumu kabullenmiştir ve işi "show"a dönüştürür...
"..."
diyecek söz bulamıyorum.. kankalar mutlu ayrılsınlar evden yeterki... saniyeler sonra, gecenin son bir anı daha ölümsüzleştirilir...
...en büyük sensin kanka!